SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU’Z-ZEKAT

<< 713 >>

باب: صدقة الكسب والتجارة.

29. Elde Edilen Kazançtan Ve Yapılan Ticaretten Sadaka Vermek

 

-لقوله تعالى: {يا أيها الذين آمنوا أنفقوا من طيبات ما كسبتم - إلى قوله - أن الله غني حميد} /البقرة: 267/.

"Ey iman edenler! Kazandıklarınızın iyilerinden ve rızık olarak yerden size çıkardıklarımızdan hayra harcayın. Size verilse, gözünüzü yummadan alamayacağınız kötü mal'ı, HAYR diye vermeye kalkışmayın. Biliniz ki Allah zengindir, övgüye layıktır. [Bakara,267] "Kazandıklarınızın iyilerinden", helal ticaretten anlamındadır. Bu rivayeti Taberi nakletmiştir. "Yerden çıkardığımız şeyler" meyvelerdir. Hz. Ali bu ifadeyi, "Yerden çıkan, hububat, hurma gibi her şeyin zekatı vardır" şeklinde anlamıştır.

 

باب: على كل مسلم صدقة، فمن لم يجد فليعمل بالمعروف.

30. Her Müslümanın Sadaka Vermesi Gerekir. Sadaka Verecek Mal Bulamayan Kimse İyilik Yapsın

 

حدثنا مسلم بن إبراهيم: حدثنا شعبة: حدثنا سعيد بن أبي بردة، عن أبيه، عن جده،

 عن النبي صلى الله عليه وسلم قال: (على كل مسلم صدقة). فقالوا: يا نبي الله، فمن لم يجد؟ قال: (يعمل بيده، فينفع نفسه ويتصدق). قالوا: فإن لم يجد؟ قال: (يعين ذا الحاجة الملهوف). قالوا: فإن لم يجد؟ قال: (فليعمل بالمعروف، وليمسك عن الشر، فإنها له صدقة).

 

[-1445-] Saîd İbn Ebu Bürde'nin babası ve dedesinden naklettiğine göre-Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: Her müslüman'ın sadaka vermesi gerekir." Bunun üzerine oradaki sahabiler, "Ya Resulullah! Ya sadaka verecek bir şey bulamazsa ?" diye sordu. Efendimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem, "Bu durumda eliyle çalışır, (kazandığı mal) kendisine faydası olduğu gibi (ondan) sadaka da verir" buyurdu. Sahabîler, "Buna da gücü yetmezse?" diye sordu. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem, "Bunu da yapamayan yardım isteyen kimseye yardım etsin" buyurdu.

 

"Bunu da yapamazsa?" diye tekrar sordukları zaman ise, "İyilik yapsın, kötülüklerden uzak dursun. Bu da onun için bir sadakadır" buyurmuştur.

 

 

AÇIKLAMA:     Her Müslümanın sadaka vermesi, güçlü bir müstehaptır. Hadisteki ifade, hem müstehap hem de vacip hükmünü anlamaya elverişlidir. Nitekim "Müslü­man’ın şu altı özellikte olması gerekir" hadisinde zikredilen şeylerden biri ittifakla "müstehap" olan bir özelliktir. Müslim'in, Ebu Zerr'den "merfu" olarak naklettiği bir rivayette, "Her ekleminiz için sadaka gerekir" buyurulmuştur.

 

Sahabîler, "sadaka" kelimesinden, malî sadaka anlamındaki "atıyye"yi anlamış, bundan dolayı, "Bulamazsa?" diye sormuştur. Bunun üzerine Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem , "sadaka" ile, yardım talep eden bir kimseye yardım ya da iyiliği emretmeyi de kapsayacak şekilde daha geniş bir anlamı kasdettiğini beyan etmiştir.

 

Bu tür bir sadakanın, kıyamet günü, verilmeyen zekat yerine sayılacak olan nafile sadaka kapsamına girip girmediği konusunda görüş ayrılığı bulunmaktadır. Görünen o ki, bu başka bir sadaka türüdür. Çünkü Hz. Aişe hadisinde beyan edildiği üzere bu sadaka, eklem yerlerinin keffareti olarak teşrî edilmiştir. Zira söz konusu hadisin sonunda şu ifade yer alır: "O gün kişi, nefsini ateşten kurtarmış olarak akşamlar."

 

Yardım isteyen" olarak tercüme ettiğimiz kelimesi, zulme uğrayan ve aciz durumda olan kimseden daha geniş bir anlama sahiptir.

 

 

Hadisten Çıkan Sonuçlar

 

Hayır İşlerinde bulunmak, özellikle de sadaka vermeye gücü yetmeyen kimseler için, sevap bakımından sadaka olarak değerlendirilir. Buna göre, gücü yeten için sadaka vermek daha efdaldir.

 

Allah'ın yarattığı şeylere karşı, mal ile ya da başka şeylerle şefkatli davranmak gerekir. Mal, ya daha önceden elde mevcuttur ya sonradan kazanılmıştır. Malın dışındaki şeyler de ya, bir kimseye yardım etmek gibi bir davranıştır, ya da bir şeylerden kaçınmaktır.

 

Şeyh Muhammed İbn Ebu Cemre şöyle der: Hadiste şöyle bir sıralama takip edilmiştir. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem öncelikle sadaka vermeye yönlendirmiştir. Buna güç yetirilemiyorsa, ona yakın ya da onun yerine geçebilecek bir şeye yönlendirmiştir ki bu, çalışıp hem kendine hem başkasına harcamaktır. Buna güç yetirilemiyorsa, yerine geçecek bir davranış olan, yardım isteyene yardım etmeye, bundan da aciz olan kimseyi, yoldaki zararlı bir şeyi kaldırmak gibi iyi davranışlara yönlendirmiştir. Buna gücü yetmeyeni, namaza; buna da güç yetiremeyen kimseyi kötülüklerden kaçınmaya yönlendirmiştir ki bu, iyiliklerin en alt derecesidir.

 

Bu hadiste, kendi seçimi olmaksızın mendup olan amelleri yapamayan kimseler teselli edilmektedir.

 

Müslim'in, Ebu Zerr'den rivayet ettiği hadiste, "Bunların hepsinin yerine, iki rekat duha (kuşluk) namazı geçer" buyurulmuştur. Yukarıda buna işaret edilmiştir.

 

Hüküm ekseriyete göre verilir. Çünkü burada her Müslümanın sadaka vermesi gerektiğinden söz edildiği halde sadaka alacak durumda olan Müslümanlar da vardır.

 

Alimlerin, nasslarda yer alan "mücmel’’ (kapalı) ifadeleri tefsir eden başka bir rivayet bulunup bulunmadığını ve "amm" ifadelerin "tahsisi" olup olmadığını araştırması gerekir.

 

Kazanç elde etmek, başkalarına da yardımı dokunan bir fiil olduğu için faziletli bir davranıştır.

 

Kişinin, önce kendi şahsını (geçimini) düşünmesi gerekir.